Tüp bebek tedavisinde yaygın olarak kullanılan, her bir yumurta (oosit) içine sağlıklı bir sperm enjekte edilmesine mikroenjeksiyon denir. Bunun alternatifi klasik tüp bebek tedavisidir.
Klasik tüp bebek uygulamasında yumurtanın döllenme oranı mikroenjeksiyona göre daha düşüktür.
Tedavinin başarısı, tedaviye başlayan çiftlerde eve bebek götürme oranı ile ölçülebilmektedir.
Başarısızlık nedenleri nelerdir. En baştan başlayacak olursak, çiftin doğru hazırlanması gerekir. Sadece kadının yumurtalıklarının uyarılması, yumurta toplama zamanının ayarlanması ve uygun uyarılma ilk olarak sayılabilir. Bunu sağlıklı yumurta ve spermin elde edilmesi izler ve iyi denetlenmiş bir laboratuarda tecrübeli embryolog tarafından oositin kromozomal alt yapısına zarar vermeden mikroenjeksiyonun yapılması ile ilk aşama biter.
Bu aşamadan sonra en iyi embryonun gelişmesi, bunun yeni yöntemlerle en iyi seçilmiş embryonun transferi izler.
Son yıllarda en fazla gebelik oranına ulaşılan 4-5. gün transferlerine ulaşılmakta, bu sayede çoğul gebelik oranları da kabul edilebilir seviyelerde karşımıza çıkmaktadır. İyi transfer başarı için en önemli maddelerden birisidir.
Transfere kadar her şey iyi görünse de gebelik oranı yüzde 50-55 ler civarında oluşmaktadır. Her şey iyi görünse de, yani iyi kalitede embryo transfer edilse bile, yapılan genetik testler göstermiştir ki, bu embryolarda genetik kusurlar vardır. Embryo ve sonrasında fetus gelişememektedir. Bu sorun belli bir oranda ve sabit olarak, özellikle kadın yaşı ile yakın ilişkili olarak karşımıza çıkar ve başarısızlığa sebep olur. Fakat sağlıklı yumurta ve embryo çıkması yine de mümkündür, ilk denemede gebelik olmasa bile veya erken gebelik kaybı olmuşsa bile denemeye devam etmek gerekir.
Rahim boşluğunun değerlendirlmesi için en direkt yöntem histeroskopidir. Başarısızlık nedenini araştırmak için ve başarı oranını artırdığını bildiğimiz bir yöntem olarak rahim içine ince bir kamera ile girerek histeroskopi yapıyoruz ve izleyen aylarda gebelik oranlarının daha iyi olduğunu gözlemliyoruz ve bunu destekleyen birçok tıbbi verilerde elimizde bulunmaktadır.
Kadının yumurtalık kanallarında sıvı birikim eğer fark edilmemiş ise bu da başarısızlıkğa sebep olmaktadır. Hidrosalpenks denilen bu sorun cerrahi yöntemlerle giderilmeye çalışılır. Tüpün (yumurtalık kanalı) alınması veya rahim içine açıldığı yerin yakın bir kısmından ilişkisinin kesilerek, bu sıvının rahim boşluğuna akması engellenmekte ve embryonun implantasyonu yani yuvalanması için bir avantaj elde edilmektedir.
Gebelik oluşmadığında hayal kırıklığına uğrayan çiftin bizlere daha fazla araştırma yapmak için talepte bulunduğu bir gerçektir fakat yararı kanıtlanmış tetkik ve tedavi yöntemlerini uygulamak ve tekniği en iyi şekilde kullanmak çok daha önemli bir konudur.
Yapay rahim, rahim aşısı, serum verilmesi gibi yararı kanıtlanmamış teknikler tekrarlayan başarısız denemeleri olanlarda deneme amaçlı kullanılan yöntemlerdir. Gebelik oranlarına katkısı gösterilmemiş olduğu için her olguda kullanılmasının yararı yoktur.