Mikroenjeksiyon tedavisi en gelişmiş yardımcı üreme tekniğidir. Tüp bebek tedavisinde son yıllarda pratik uygulamada kullanılan yöntemdir. Klasik tüp bebek denilen uygulamada yumurta ve spermler tüpte doğal döllenmenin oluşması amacı ile aynı ortama bırakılırlar. Her bir yumurta yanına bir miktar hareketli sperm bırakılır ve ertesi gün döllenme belirtisi olan yumurtalar izlemeye alınır. Bu tekniğin riski, az sayıda yumurta ve az sayıda normal spermlerin olduğu durumlarda döllenmenin oluşmamasıdır. Bu olasılığı azaltmak için her yumurtaya en ileri teknikler ile seçilmiş, en iyi spermlerden bir tanesi enjekte edilir. TESE dediğimiz erkeğin testisinden parça alarak sperm elde ettiğimiz durumlarda, mikroenjeksiyon bu zorunlu bir işlemdir.
Spermlerin IMSI denilen ileri derecede büyütme sağlayan mikroskop altında, en iyi en sağlıklı kromozom yapısına sahip olduğu düşünülen spermler elde edilir ve mikroenjeksiyon yapılır ve yüksek döllenme oranları elde edilir. Ortalama yüzde seksen civarında döllenme oranları olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısı ile laboratuarın kalitesi ve embryologların tecrübesinin son derece olduğunu vurgulamak gerekir.
Yumurtalıkları uyararak en iyi gebelik oranına ulaşmak ise yine önemli bir ayrıntıdır.
Uyarma tedavisinde protokller şöyledir. Yumurta içeren foliküllerin çatlamasını önleyen ilaç olan gonadotrop hormon agonistlerinin kullanıldığı uzun protokol yıllarca en sık kullanılan yöntem idi. Yaklaşık 21 gün enjeksiyon yapılması gereken bir tedavi şemasıdır. Hasta konforunu artırmaya çalışmak ve başarıyı artırmak için çalışmalar devam etmektedir.
Haftada bir enjeksiyon ile yumurtalıkların hazırlanması için ilaçlar geliştirilmektedir. Bunun yanında agonistler ile ultra uzun protokol, kısa protokol, ultra kısa protokol gibi farklı uygulamalar yapılabilmektedir. Ultra uzun protokol son yıllarda endometriozis olgularında sonuçları iyileştiren bir protokol olarak dikkati çekmektedir. Hasta açısından konforlu, kısa süre ve az enjeksiyonun yapıldığı antagonist protokol çok daha yaygın kullanılmaktadır. Gebelik oranları standart hastalarda uzun agonist protokol ile antagonist protokllerde aynıdır. Standart ve iyi şanslı hasta tanımı, kabaca kadının yaşı 35 in altında ve 5-12 arasında yumurta elde edilen olgular olarak verilebilir. Tabii düzgün yapılı spermlerin olması gerektiğini de vurgulayalım. Tüm spermlerin iğne başlı, top gibi yuvarlak başlı olduğu durumlarda döllenme ve gebelik oranları son derece düşük hale gelebilmektedir.
Ultrason eşliğinde ve az sayıda kontrol ile takipler yapılabilmektedir. Nadiren hormon testleri ile ultrason bulgularına ek bilgi edinmek gerekmektedir.
Sekiz dokuz gün süre ile yumurtalıkların hazırlanması için adetin üçüncü gününden itibaren akşam saatlerinde ciltaltı enjeksiyonlar yapılmakta ve adetin 13-14. günlerinde yumurtalar hafif bir ilaç uygulaması ile ağrısız şekilde 15 dakikada toplanmaktadır.
Laboraturda 2-5 gün arasında izlenen embryolar rahim içine ultrason eşliğinde 5 dakikalık bir işlemle transfer edilir. Laboratuarda embryoların geçirdiği süre son yıllarda rutin uygulama olarak beş güne uzamıştır. Bu sayede daha az embryo transfer ederek yüksek gebelik oranları elde etmekteyiz. Beşinci günde blastokist dediğimiz embryoların transferi yapılacak ise 35 yaşından küçük bir bayana bir adet balstokist transfer ederek yüzde 50 civarında gebelik oranları elde etmekteyiz. Daha kısa sürede embryo transferi yaptığımız olgularda az sayıda embryo oluşmuş ve seçme kaygımız yok ise iki veya üçüncü günde transfer yapabilmekteyiz. 35 yaşın üzerinde bayanlara iki embryo transferi yapabilmekteyiz.
Transfer sonrası bayanlara cinsel ilişki dışında bir yasak konulmuyor ve önerilmiyor. Sürekli yatak istirahati gebelik oranlarını artırmıyor. Luteal faz desteği amaçlı progesteron hormonu içeren çeşitli ilaçlar vardır. Her merkez farklı ilaç tercihleri yapabilmektedir. Bunlar vaginal yoldan uygulanan jel veya tabletler olabilir. Kalçadan yapılan enjeksiyonlar olabilir. Ağızdan alınan ilaçlar olabilir. Amaç transfer edilen embryonun rahim içinde yerleşebilmesi için hormonal desteğin yapılmasıdır ve zorunludur. Hangi yoldan alındığından daha önemlisi yeterli dozda alınmasıdır. Ne kadar süre ile devam edilmesi ise ayrı bir tartışma konusudur. Biz 10-11 . gebelik haftasına kadar destek tedavisini sürdürmekteyiz.